• TÜRKİYE SOSYAL EKONOMİK ve SİYASAL ARAŞTIRMALAR VAKFI

İsmet Berkan - Bir kez daha: "Muhalefetsizlik tehlikesi" (Radikal - 02.03.2004)

İsmet Berkan - Bir kez daha: "Muhalefetsizlik tehlikesi" (Radikal - 02.03.2004)

YAYIN TARİHİ: 02.03.2004

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=702652&Yazar=�SMET BERKAN&Date=27.03.2009

TÜSES, zamanında Sosyaldemokrat Halkçı Parti'nin, yani bugün adını bile unuttuğumuz SHP'nin bir nevi düşünce üretme kuruluşu olmak üzere kuruldu. O zamanlar, yani 80'lerde siyasi partiler herhalde düşünceye ve düşünce üretimine önem verirdi. O yüzden gerek iktidardaki ANAP ve gerekse muhalefetteki SHP Alman modelini benimseyerek partiye yakın duran vakıflar kurdular.TÜSES Vakfı, bugün SHP'nin ardılı olan Cumhuriyet Halk Partisi ile pek bir ilişki içinde olmasa da düşünce üretmeye veya üretilecek düşünceler için altyapı oluşturucu araştırmalar yapmaya devam ediyor.TÜSES'in finanse ettiği ve Prof. Dr. Necat Erder tarafından yönetilen, Veri Araştırma A.Ş. tarafından da uygulanan araştırma periyodik yapısı ve ciddiyetiyle ilgilenenler için çok önemli bir bilgi hazinesi niteliğinde. Bu hazinenin ayrıntılarını daha önceki yıllarda yapılan araştırmalarda bu köşede uzun uzun ele almıştım, bunu yine yapacağım ama bugün araştırmanın en sansasyonel bölümüyle, yani seçim sonuçlarına dönük tahmin yönüyle ilgileneceğim.Hemen söyleyeyim, TÜSES'in araştırması bir seçim sonucunu tahmin araştırması değil. Bu yıl yerel seçim olmasa da onlar, 'Yarın seçim olsa kime oy verirdiniz' sorusunu soracaklardı. Yani bu araştırma yerel seçim için tasarlanmış ve yapılmış değil. Zaten araştırmanın derdi seçim sonucunu tahmin etmek de değil, seçmen davranışlarındaki uzun dönemli eğilimleri saptamak, bir anlamda Türkiye'nin siyasi-sosyolojik görünümünü ortaya çıkarmaya çalışmak.Ancak yine de, dediğim gibi insan gazeteciliğine yeniliyor ve işin sansasyonel tarafıyla, güncel tarafıyla öncelikle ilgilenmeyi tercih ediyor ister istemez.TÜSES araştırmasına göre bugün seçim olsaydı seçmenlerin yüzde 56'ya varan bölümü Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy verecekti. Buna karşılık muhalefetteki en büyük blok sadece yüzde 12-13 seviyesinde olacak ve o oylar da CHP'ye gidecekti.Bu rakamlar 28 Mart seçimlerinde bire bir gerçekleşmese bile bir eğilimi doğru tespit eden rakamlar. AKP, bir iktidar partisinin yerel seçimde büyüyebileceği orandan daha fazla ve hızlı biçimde oylarını artırıyor. Buna karşılık muhalefetteki CHP de Meclis dışı muhalefeti de kazanmaya çalışmasına rağmen hızla ve vahim miktarda kan kaybediyor.AKP'nin yerel seçimde, yüzde 35 olan oyunu CHP'nin genel seçimde aldığı oy kadar (yüzde 20) artırması mümkün olabilir mi? Elimizdeki araştırma böyle söylüyor. Zaman içinde yeni araştırmalar da ortaya çıkacaktır, böylece bu rakamları test etme imkanımız olacak. Kaldı ki ay sonunda zaten sonucu göreceğiz.Öte yandan CHP'nin her dört seçmeninden birini ya da daha kötümser ihtimalle her üç seçmeninden birini kaybedecek olması bence AKP'nin yükselişinden çok ama çok daha vahim bir gelişmenin habercisi.Biliyorsunuz, iyi kötü her ülkede bir iktidar olur ama muhalefetin varlığı liberal demokrasilere özgü bir durumdur ve esas farkı yaratan da budur. Türkiye'de bugüne kadar hep iktidarlar meşruiyet kaynaklarının aşındığına, yani iktidarda yıpranıp oy kaybettiklerine tanık oldular. Muhalefetin meşruiyet kaynağının aşınması kısa demokrasi tarihimizde pek rastlanan bir durum değil. 1950 seçimi sonrasında CHP'nin oylarında bile bu denli dramatik bir düşme yaşanmadı, kaldı ki CHP kısa zamanda oylarını artırmayı da başardı. Eğer Demokrat Parti 27 Mayıs öncesinde genel seçim ilan etme basiretini gösterseydi seçimi belki de CHP kazanacaktı. (Zaten DP bunu gördüğü için diktatörlüğe kadar varacak, demokrasiyi ve muhalefet partisini ortadan kaldırmaya yönelik hırçınlıklara girişti ve sonra da 27 Mayıs oldu.)Burada, 28 Mart'tan sonra oluşacak sorunun tek başına sorumlusu kuşkusuz CHP olmayacak; çünkü CHP yegâne muhalefet partisi değil. Zaten sorun CHP'nin oylarının azalması da değil tek başına, esas sorun yüzde 50'yi aşkın oy alan bir partinin karşısında seçmenin tek bir merkezde birleşmemesi, fazlasıyla bölünüp ufalanması.Yarın devam edelim...