• TÜRKİYE SOSYAL EKONOMİK ve SİYASAL ARAŞTIRMALAR VAKFI

Taha Kıvanç - Seçime şurada ne kaldı... (Yeni Şafak - 03.03.2004)

Taha Kıvanç - Seçime şurada ne kaldı... (Yeni Şafak - 03.03.2004)

YAYIN TARİHİ: 03.03.2004

http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2004/MART/03/tkivanc.html

Allahım, aklıma mukayyet ol. Dün Yeni Şafak'ta da yayımlanan TÜSES araştırmasına yakın çevremden aldığım tepkiler aklımı karıştırdı. TÜSES sosyal demokrat bir vakıf, araştırmayı da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in YÖK'e üye atadığı Prof. Burhan Şenatalar yapmış. "Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirdiniz?" sorusunun araştırmaya yansıyan tablosuna göre, Ak Parti iki seçmenden en az birinin oyunu alıyor...

Şu özet araştırmanın bulguları hakkında fikir verebilir: "Muhalefet partilerine oy verme eğilimi 2002 yılında yüzde 49,9 iken, bugün 28,5'e düştü. Yine aynı şekilde, 1994 yılından beri ilk kez Meclis içi muhalefete yönelim yüzde 12'ye düştü. / Bugün seçim yapılırsa, 'kararsız, yanıtsız ve gönüllerinde yatan partiye oy verenler' de dahil oy dağılımı şöyle: AKP yüzde 56,81. CHP yüzde 12,35. MHP yüzde 3,93. DYP yüzde 3,38. GP yüzde 3,46. DEHAP yüzde 2,55."

Elimde Yeni Şafak'ın haberi, biri AKP'li diğeri CHP seçmeni iki dostumla konuşurken, bulgulara aldığım akıl almaz tepkiler aklımı karıştırdı. Ak Partili, "Yok canım, daha neler" havalarındayken, CHP'li, "AKP'nin oyları bu seçimde yüzde 70'i bile bulabilir" keskinliğindeydi. Ben mi kişilikleri karıştırıyorum diye bir süre şaşakaldığımı bilmenizi isterim.

Eskiden olsa havalar tam tersi olurdu. Dünkü Cumhuriyet'te, Cüneyt Arcayürek'in, "Ak Parti'nin oyları öyle yüksek değil, anca yüzde 30'larda dolaşıyor" tespitine yakın sözler duyardık CHP'lilerden. Önde olan partinin taraftarı ise, "Ne demek yüzde 56,81, yüzde 80" diye sırıtırdı yüzümüze bakarak... Oysa, şimdi Ak Partili dostum, "Olmaz o kadar" derken, CHP'li arkadaşım, "Yüzde 70" iddiasında... Önceki akşam Ahmet Hakan'a konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan da, "Çok mu oy alacaksınız?" sorusuna "Abartmayalım" üslubuyla cevap verdi...

Yine benim kafamın basmadığı, anlamadığım bir şeyler oluyor, ama ne?

KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş yarın Türkiye'ye gelecek. Onun bu defaki gelişi her zamankinden farklı olacağa benziyor; bazı kurum ve kuruluşlar bu ziyareti gövde gösterisine dönüştürme hazırlığındalar. Gelişinin bir gün ertelenmesinin sebebi de gösterinin daha görkemli olması içinmiş... Hükümetin Kıbrıs politikasına karşı çıkışta başı çeken kurum Türk Ocakları; onun başında da bir süre önce yeniden oluşturulan TÜBİTAK'ın yönetim kuruluna hükümet tarafından atanan Nuri Gürgür bulunuyor.

Neyse, konu Denktaş veya hükümetin atamalarındaki garabet değil. Denktaş'ın 5 bin kişilik konvoyla karşılanmak üzere gelişini yorumlayan Murat Yetkin'in sütununa düştüğü not önemli: "Bazı çevreler, ki 5 bin kişilik konvoyda ifadelerini buluyorlar, iktidar ilişkilerinin yalnızca seçim sandığıyla belirlenmesi fikrine sıcak bakmıyorlar. Türk toplumunun buna hazır olmadığını, doğru seçimlerde bulunmadığını, dolayısıyla seçilenlerin iktidarı yüksek bürokrasi ile paylaşmaya devam etmesi gerektiğine inanıyorlar. Bu da bir görüştür."

Bu da bir görüştür de, nasıl bir görüştür? Demek ki, Türkiye'de iktidarların sandığa düşen oylarla belirlenmemesi bir kuralmış ve 'bazı çevreler', seçilmişlerin iktidarı yüksek bürokrasi ile paylaşması uygulamasının devam etmesi gerektiğine inanıyorlarmış... Denktaş, herhalde 'bazı çevreler' tarafından, bunu sağlayacak bir hamlenin unsuru olarak gelecek Türkiye'ye...

CHP'li dostum, "Göreceksiniz, AKP bu seçimde oylarını yüzde 70'e çıkartacak" derken, halkın, bu tür yanlış yönlendirmelerle sandıkta keskin bir tavır alışa zorlanacağını hesap ediyor olmalı. Ak Partili dostumun çekingenliği de aynı sebepleyse hiç şaşırmam. İkisi de seçimle ilgili tahminlerini korku üzerine oturtuyorlar... Nasıl bir ülke burası, Allahım?

Aday listelerinin on dakika gecikmeli veya belge eksik ulaştırıldığı için kabul edilmediği bir başka seçim hatırlıyor musunuz siz? Eskişehir, Batman gibi illerde hem de? Ben hatırlamıyorum. Bürokrasi seçime kendi ağırlığını bu yolla mı koyuyor dersiniz? Oysa, seçime gölge düşürmemek için listelere geçerli muamelesi yapabilirdi seçim kurulları... Batman'da AKP'nin, Eskişehir'de de CHP'nin adayı olmadan gidiliyor seçimlere... Garip...

CHP'li dostum, "Batman'ı bilemem, ama" diye başladığı cümlesini Eskişehir'de CHP listesinin gecikmesini DSP adayı Prof. Yılmaz Büyükerşen lehine bir 'çekilme' olarak gördüğünü belirterek tamamladı. CHP örgütü, dostuma göre, tek sol adayla seçime gitmeyi bu yolla sağlamış... Aynı dostum, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki DEHAP ve bağımsız aday kargaşasını da AKP lehine kafa karıştırma olarak yorumluyor...

Hükümet, işbaşına geldiğinden beri, özellikle Güneydoğu çevresinde etkisini çok fazla hissettiren bir dalgalanma yaşatıyor demokratik açılımlarıyla. CHP'liye göre, etnik özellikler üzere dayalı siyasette çözülme biraz da bu sebepten... 29 Mart'a umut bağlayan bağlayana...

TÜSES'in araştırması yerel seçimle ilgili değil; bu sebeple "Oyumu Ak Parti'ye vereceğim" diyenler genel seçim tercihi yapmış oldular. Yerel seçimler ise iktidar partilerine ilgiyi artırır, yüzde 10'a varan bir olumlu fark meydana getirebilir. Yüzde 56,88'e o yüzde 10'u da eklediğimizde yüzde 67 rakamına ulaşılıyor... CHP'li arkadaşım tahmininde haklı mı ne?

Peki de, Ak Partili dostumun çekingenliğinin sebebini sizler anlayabiliyor musunuz?